Ülkemiz 15 Temmuz Gecesi demokrasiye ve anayasal düzene yönelik büyük bir tehlike atlatmıştır. Bilecik Barosu olarak resmi sitede yapılan açıklamada demokrasiye ve anayasal rejime bağlılık vurgulanarak her türlü darbe ve darbe girişimine açıkça karşı çıkılmış, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu vurgulanmıştır.
Bu kalkışma bir kez daha ve acı bir biçimde göstermektedir ki gözü dönmüş dış destekli emperyalizmin kuklası bu yapı ile kararlılıkla mücadele, devletin varlığı, bekası, devamlılığı açısından ertelenemez bir milli güvenlik sorunudur.
Hangi makam ve mevkide olursa olsun hukuku ve bulunduğu makamın yetkilerini bir silah olarak kullanıp hukuk güvenliğini yok eden, insanların özgürlüklerini elinden alan, liyakat sistemini hiçe sayan, emir ve talimatlarını hukuktan ve kanundan değil, elebaşlarından ve onun “imam”larından alan, bu yapıya mensup her kim olursa olsun hukukun önünde hesap vermesi zorunludur. Hatta gecikilmiş bir adımdır
Ancak gerçekleşen bu yargısal süreçte, geçmişte kumpas davalarında sanıklardan ve müdafiilerinden esirgenen ceza hukukunun temel ilkeleri, savunma ve adil yargılanma hakkı ile usul kuralları titizlikle gözetilmelidir. Yine bu karanlık yapıya dahil olmayan hiç kimse, somut bir delil veya bilgiye dayanmadan, toptancı bir yaklaşımla sadece basit bir şüpheye veya bir ihtimale dayalı olarak mağdur edilmemelidir.
Yargı, çok önemli, bağımsız ve tarafsız olması gereken; bu görüntüyü de öncelikle şeklen vermesi gereken hassas bir kurumdur. Hiçbir yapı veya iktidara tabi olamaz ve olmamalıdır.
Bugün Türkiye hukuk devleti ilkelerinden uzaklaşmanın trajik sonuçlarını yaşamaktadır. Oysa ki her zaman söylediğimiz ve hepimizin bildiği gibi herkesin altında barınacağı tek çatı “hukuk devleti çatısıdır.”
Yukarıda da belirttiğimiz gibi ülkemiz emperyalist bir saldırı ve kuşatma buna bağlı bir bölünme tehlikesi altındadır, dolayısıyla tehlike geçmiş değildir. Buna karşı yapılması gereken öncelikle içte birliği sağlamak, ulus olma bilinci ile ve milli şuur ile hareket etmek, aklı ve bilimi, laik hukuk sistemini, Cumhuriyetin kuruluş değerlerini ve ilkelerini, hukukun üstünlüğünü ve hukuk devletini rehber edinmek, her türlü ayrıştırma gayreti ve provokasyona karşı uyanık ve birlik olmaktır.
Bilecik Barosu olarak Atatürk ilke ve devrimlerine, Cumhuriyet değerlerine demokrasiye, milli egemenliğe dayalı parlamenter sisteme, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile belirlenen Anayasal sisteme, laik demokratik Cumhuriyete bağlılığımızı sonuna kadar sürdüreceğiz.
Ve yine Bilecik Barosu olarak yeni adli yıldaki beklentimiz;
“ Tüm kurul ve kuralları ile hukuk ve demokrasidir.”
Yeni Adli Yılın mesleğimizin temel sorunlarına çözüm bulmamıza ve hukukun üstünlüğüne
vesile olması dileğiyle kutlarız.
Saygılarımızla