KAMUOYUNA DUYURU
Tarih: 6.03.2014 | Okunma Sayısı: 2663

                            BİLECİK BAROSUNDAN   KAMUOYUNA DUYURU

“Kamuoyunun tüm gündemini işgal etmesi gereken, ancak çeşitli nedenlerle yalnızca halkın bir kısmına ulaşan ses kayıtları ve tape dökümleri biz hukukçuları fazlasıyla rahatsız ve bir o kadar da tedirgin etmektedir. Yasaldır, yasal değildir tartışması bir yana, ne yazık ki bu günlerde ülke gündemini işbu ses kayıtları oluşturmaktadır. Aksi tam olarak yalanlanmayan,bilakis bugün konuşmanın taraflarından olan Başbakanca "SPK'nın bana verdiği bilgiler çok vahimdi, Bakanıma talimat vermem gayet doğal" şeklinde içeriği kabul edilen bu ses kayıtlarına kayıtsız kalabilmek artık mümkün değildir. Siyasi mülahazalar bir yana;içeriği taraflarca kabul edilen bu görüşme, hukukçuyum diyerek bu ülkede cübbe giyen herkesin cübbelerini çıkarmalarını ve mesleği bırakmasını gerektirecek vahamettedir!

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve dönemin Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı arasında geçtiği iddia edilen konuşmada, bir ceza yargılamasına yapılan müdahale çok açık ve vahim olarak ifşa edilmiştir. Anlaşılan odur ki zaten tartışmalı olan yargı bağımsızlığı ortadan kalkmış ve yargı, tamamen yürütmenin kontrolü altına girmiştir: Bir kişinin ceza yargılamasında, ceza almasında ya da beraat etmesinde,hakim vicdanı değil, yürütme erki ve hatta SPK gibi kuruluşlar karar verebilmektedir. İstenen karar elde edilemeyince, müdahale edilemeyen hakim vicdanına bahane olarak ise, karar veren hakimin mezhepsel fişlemesinden bahsedilmekte ve açıkça Anayasal bir suç işlenmektedir.

 Hakim vicdanının verdiği kararlar beğenilmediği zaman, işin Yargıtay aşamasında sıkı tutulması ve gerekirse yüksek hakimlerin yakın takibe alınarak “istenen kararın” çıkarılması talimatı verilmesi ve bunun yürütmenin en üst kademesinde yapılması biz hukukçuları ziyadesiyle düşündürmektedir. Bu kayıtları ve iddiaları dinleyen bir vatandaşın, gerek vekili olarak biz avukatlara gerekse de vicdanlarına teslim oldukları hakim ve savcılara artık güveni olabilecek midir? Bu tarihten sonra kendisi hakkında verilen kararın adil ve hakkaniyete uygun olarak verildiğine inanabilecekmidir? Verilen kararın Yargıtay aşamasında ve hatta “genel kurullar” önünde hiçbir müdahaleye uğramadığına nasıl ikna olabileceklerdir? Bunca şeyden sonra hukukun üstünlüğünden, bağımsızlığından nasıl söz edilebilecek ve vatandaşların yargıya olan ve temelinden sarsılan güveni yeniden nasıl kurulabilecektir? Mevcut skandal karşısında, ortaya atılan iddiaları açıklamak ve gerekeni yapmak yerine “Bunlar GDO’lu tapeler” ve ”Bakanıma talimat vermem gayet doğal” şeklinde gayri ciddi beyanda bulunarak yargıya olan güveni onulmaz şekilde sarsacak açıklamayı yapanları kamu vicdanına şikayet ediyoruz…

Saygılarımızla…”

 Bilecik Barosu Yönetim Kurulu 

ETKİNLİK TAKVİMİ

19.09.2024
AV. HALİME KAHRAMAN
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.