BİLECİK BAROSU BAŞKANLIĞI
2015/216
OHCHR in New York
UN Headquarters
New York, NY 10017
USA
Çin Halk Cumhuriyeti tarafından , Doğu Türkistan bölgesinde uzun yıllardan beri asimilasyona tabi tutulan UYGUR TÜRKLERİ’ ne yönelik sistematik baskı ve şiddet artarak devam etmektedir.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile insanlık onurunun bir parçası olarak kabul edilen ilkelere göre ; herkes düşünce ve inanç özgürlüğüne sahiptir. Doğu Türkistan da yaşananlar ihtilafsız HAK İHLALİDİR.
Çin Devleti hakimiyetinde bulunan Doğu Türkistan yaşananlar ile ilgili hak ihlallerini tespiti ile bu aşağıda belirtmiş olduğumuz konularda hak ihlallerinin araştırılıp , rapor hazırlanmasını talep ederiz.
Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türklerin ; düşünce, ifade ve din hürriyeti, barışçı örgüt kurma hakkı, toplanma hakkı, siyasi haklar, kanun önünde eşitlik hakkı, azınlık hakları, eğitim hakkı, çalışma hakkı, mülkiyet hakkı,seyahat hakkı ve serbest seçimlere katılma hakkı ile adalet, haysiyet ve ünü koruma, göç ve iltica gibi hakları kullanmalarının mümkün olmadığının incelenerek raporlanmasına,
Doğu Türkistan’da devlet memurlarının, işçilerin ve öğrencilerin ibadet yerlerine gitmeleri ve ibadetle meşgul olmalarının yasaklandığı ,ibadet yaptığı tespit edilen kişiler işten ve okuldan atıldığı , Ramazan ayında oruç tutmanın yasaklandığı ,oruç tutan Müslüman Uygur Türklerinin fişlendiği, cezalandırıldığı,bu kişilerin keyfi olarak gözetim altına alındığı ya da para cezalarına çarptırıldığı, dinî eğitim almak isteyenlerin herhangi bir şekilde gidebileceği bir eğitim kurumu bulunmadığı ,camilerde ise dinî değerler yerine devlet yasalarının tebliğ edildiği ,evlerinde dinî kitap bulundurmanın bir suç unsuru olarak kabul edildiği, kitaplara el konulduğu ,cezalar verildiği , ibadet anlamına gelebilecek pek çok davranışın yasaklandığı ,camilerin kapatıldığı yönündeki ihbar edilen vakıaların araştırılması gerekmektedir.
Diğer taraftan Doğu Türkistan’da kimsenin yaşam güvencesi ve hukuk güvencesinin ortadan kalktığı, keyfi tutuklama ve cezalandırmaların yapıldığı ,tutukluların geride kalan çocukları ve ailelerine yardım etmenin suç sayıldığı, yine en fazla iki, nadiren üç çocuk doğurmalarına müsaade edilen Doğu Türkistanlı kadınların , plan dışında hamile kaldıklarında hamileliklerinin son günleri dahi olsa mecburi kürtaja tabi tutuldukları,nüfus planlaması çocukların gizli olarak dünyaya getirilmesi hâlinde ise ailelere çok yüksek maddi cezaların verildiği , doğum yapan kadının veya eşinin memur olması halinde görevine son verildiği yönündeki ihbar edilen hak ihlallerinin araştırılmasını talep ederiz.
Tüm dünyanın gözü önünde sırf Müslüman ve Türk olmaları nedeniyle inançlarını yaşamak isteyen 28 Doğu Türkistanlı Türk acımasızca katledilmiştir. Çin Devleti dünya kamuoyuna yaptığı açıklamalarda bu kişilerin güvenlik güçlerine silahla saldırdığı iddiasında bulunmasına rağmen herhangi bir şekilde görüntü kaydı ya da delil paylaşmamıştır. Bu haliyle , dini inançlarını yaşamak arzusunda bulunan masum 28 insanın inançları uğruna katledildikleri , hak ihlalinin mağduru oldukları ortadadır.
BM Genel Kurulu tarafından 15 Mart 2006’da alınan A/60/251 sayılı kararla kurulan Konsey’inizin hiç şüphesiz dünya milletleri arasında saygınlık ve güvenilirliğinin etkinleştirilmesi bakımından başvurumuzu objektif biçimde değerlendirerek incelemelerde bulunacağından kuşkumuz bulunmamaktadır.
Bu vesile ile talebimin kabul edilerek Çin Halk Cumhuriyet Doğu Türkistan Bölgesinde yaşanan insan hak ihlallerinin raporlanarak Kurucu Genel Kurul iradesine uygun olarak , insan haklarının geliştirilmesi ve korunması alanında tavsiyelerde bulunulması ve hak ihlallerinin karar altına alınmasını talep eder, kurum olarak konunun takipçisi olacağımızın bilinmesini isteriz.
Gereğini saygılarımızla talep ederiz.
Avukat Halime AYNUR
Bilecik Barosu Başkanı
BİLECİK
PRESIDENCY OF BAR
ISSUE: 2015/216 01.07.2015
PETITION FOR UNITED NATIONS
COMMISSION OF HUMAN RIGHTS
OHCHR in New York
UN Headquarters
New York, NY 10017
USA
The systematic pressure and violence on Uyghur Turks who have been subject to assimilation since many years by People’s Republic of China in Eastern Turkestan region are being increasingly continued.
According to principles accepted as part of Universal Declaration of Human Rights and human dignity, everyone has the freedom of thought and faith. What is happening in Eastern Turkestan is an undisputed VIOLATION OF RIGHTS.
We demand that a report is prepared by identifying violations of rights about the actions carried out in Eastern Turkestan ruled by the State of China and by investigating these violations of rights about the issues mentioned below.
It needs to be investigated and reported that as notified Muslim Turks living in Eastern Turkestan; are not able to perform their rights such as freedom of thought, expression and religion, right of peaceful organization, right of assembly, political rights, right of equal protection of law, minority rights, right to education, right to employment, right of property, right of travel, right to vote in free elections, protection of justice, personal dignity and reputation and right of migration and asylum, and that in Eastern Turkestan it is forbidden for civil servants, workers and students to go to prayer halls and that they worship; that the people who are identified to worship are dismissed from employment and expelled from school; that in Ramadan it is forbidden to fasten and Muslim Uyghur Turks who fasten blacklisted, punished, exposed to arbitrary detention or get fined; that there is not any educational institution for people who would like to receive religious education; that in mosques the statutory laws are communicated instead of religious values; that keeping religious books at home is accepted as a crime, these books are seized, people are punished, many actions that may be seen as a worship are forbidden and that the mosques are closed.
On the other hand we demand investigation for notifies stating that in Eastern Turkestan no one has life guarantee and law security has been destroyed, there are arbitrary detentions and punishments, it is accepted as a crime to help children and family of detainees, Eastern Turkistani women who are allowed to give birth to maximum 2 and very 3 children are being subject to obligatory abortion even if on the last days of their pregnancy, there is a population planning and in case of hidden child births families are sentenced to rather heavy fines, if the woman who give birth or her husband is a civil servant they are discharged.
Lastly on 28 July 2015 28 Turks who want to perform their religious lives in Eastern Turkestan were cruelly slaughtered for all the world to see just because of their being Muslims and Turks. Even though with its explanation to the world the State of China claimed that these people assaulted with weapons to security forces, it has not shared any record or evidence by no means. In this situation it is obvious that these 28 innocent people who had desire to perform their religious believes were slaughtered in the cause of their belief and they are the victims of a violation of right.
We have no doubt that the Council established on 15 March 2006 with the resolution no A/60/251 by General Assembly of the United Nations is going to detachedly assess and investigate our application in terms of enabling Councils’ prestige and reliability among nations of the world.
I demand hereby that human rights violations in Eastern Turkestan Region of People’s Republic of China are reported; advices are given about the promotion and protection of human rights in conformity with the will of General Establishment Committee and as an institution we want it to be known that we are going to be a close follower of this issue.
Your immediate attention to this matter is appreciated.
Attorney at Law Halime AYNUR
President of Bilecik Bar Association